Bir konuda çok iyi bilginiz yoksa o konuda konuşmamayı tercih edin. Zira kavram ayrımı yapamayan insanlara hep gıcık olmuşumdur. Manga ve çizgi roman apayrı iki dünyadır. Elbetteki benzerlik ve farklılıkları bulunmakta ve hangisinin daha iyi olduğu da göreceli bir durumdur.
Mangalardan hep bahsettim, okuduklarımı söyledim, yorumladım lakin şimdiye kadar çizgi romanlardan hiç bahsetmedim. Çünkü daha önce hiç çizgi roman okumadım. Bunu bir kayıp olarak görüyor muyum? Evet görüyorum.
Dediğim gibi çizgi romanlarını okumadığım için sadece filmden yola çıkarak Batman'ı yorumlamak zor olacak. Onun için sadece film üzerinden gitmeye çalışarak yorumda bulunacağım.
Batman Begins'i izleyeli baya olduğu için hafızamda bölük pörçük kaldı artık ama hikayeyi hatırlamıyor değilim.. Geçenlerde de The Dark Knight olan 2. filmini izlemiş bulunmaktayım. "Ah christopher sen bu işi biliyorsun..." diyor ve mükemmel sahneleri anlatmaya başlıyorum.
Bu filmde ana tema kesinlikle jokerin üzerinden döndüğü aşikar. Heath Ledger'ın mükemmel oyunculuğu ile joker karakteri hayran olunası bir karakter oldu gözümde. Adamın adını andıkça ağlayasım geliyor ya neyse... Hele bir de filmin sonunda Heath Ledger'ın anısına mı ne yazdı ya o son çalan müzikle duygu seli yaşadım. Her neyse ne diyordum evet joker. İlk sahnelerde jokerin banka soygunu bile çok akılda kalıcıydı. "Hayır hayır ben otobüs şoförünü öldüreceğim." "Otobüs şoförümü hangi otobüs şoförü." ve ardından gelen sahneyle az çok jokerin nasıl bir karakter olduğunu çözebilirsiniz.
Jokerin her yeniden sahneye çıkışı ayrı bir olay ve ta daaa "Adamımın kafanı koparmaması için tek bir neden söyle." "Bir sihir numarası yapsam? Bu kalemi yok edeceğim. TA DAAA! Yok oldu" Bilirsiniz nasıl ki belalı tipler neden bilinmez ama kızlarca çok cazip gelir filmlerdeki dengesiz heriflerde en hayran olunası karakter olur. İşte joker onlardan biri oldu. Heath Ledger ve Nolan sayesinde...
Joker yüzündeki yaralar hakkında anlattığı iki farklı hikaye aslında yine onun karakterine ışık tutuyor gibi. Hikayelerden hangisi doğru bilmiyorum belki de çizgi romanda bu açıklanmıştır ama babasıyla ilgili olan hikaye bana daha gerçekçi gibi geldi ve bu hikayeleri anlatırken ki hali, unutulmayacak repliği "Why so serious?" hafızalardan silinmeyecek bir sahne yarattı.
Joker'i anlat anlat bitmez. Tüm karakterlerin sergilemiş olduğu mükemmel oyunculuk ve Nolan'ın seri üzerindeki muazzam işçiliği Batman'a farklı bir gözle bakmamı ve onu farklı tanımamı sağladı. Daha önce de Memento, Prestige ve Inception gibi başarılı yapımlara hem yönetmenliği hem de senaristliği ile imza atmış bu adam hiç bir kötü filminin olmadığını kanıtlıyor.Önümüzdeki günlerde vizyonda yer alacak olan Superman: Man of the Steel filmine yazarlığı ile el atarak Yeni Superman için bize umut kaynağı oldu.
Elbetteki Batman'i bu hale getiren ve daha çok sevmeme sebep olan Nolan ama Batman'e bu şekilde hayat verende muhteşem performansıyla sevdiğim oyuncu Christian Bale. İlk hangi filmini izlediğimden emin değilim ama Batman filmi ile kendisini daha çok sevdiğimi söyleyebilirim. Batman serisi haricinde American Pscyho, Prestige, 3:10 to Yuma, Terminatör 4: Kurtuluş ve The Fighter gibi önemli filmlerde de yer almıştır. Aralarında sadece Prestige'i izlediğimi itiraf etmeliyim. O film de bir Nolan filmiydi ve yine mükemmeldi.
Sanırım bir yorumu genel anlamıyla kısa kesip anlatamıyorum ama bir okuyucu olarak bundan daha fazlasını bileceğinize henüz izlememişseniz gidin filmi izleyin derim. Pişman olmayacaksınız...
Son olarak batman in maskesinin altından sadece gözüken dudaklarının ne kadar çekici olduğunu belirtmek ister joker gibi gülerim whahahahaa niyehahahahaha!!!
